31 Ocak 2017 Salı

Belki Bir Gün, Marianne Kavanagh, Parodi Yayınları



KİTAP YORUMU

4/5

Belki Bir Gün, ortak arkadaşları olan ama uzun bir süre karşılaşıp tanışamayan iki gencin hikayesi. Yıllarca tüm arkadaşları onları tanıştırmak istese de ikisi farklı hayatlara yol alıyor. Biri evlenip çocuk yaparken diğeri evlenmek üzeridir. Ta ki doğum günü partisine kadar. Yıllarca ismini duyduğunuz çok bahsedilen birine ilk görüşte aşık olur musun?

Aşk ve romantizm içeren kitapları fazla okumuyorum. Ve çok büyük beklentiler içinde okumadığım için çoğu zaman severek okuyorum. Belki Bir Gün kitabı aşk, aile, evlilik ve dostluk gibi konuları ele alarak yazılmış çok sıcak bir kitap. Kitapta özellikle kader muhabbetindeki diyaloglar, düşünceler fazlasıyla hoşuma gitti.

Bu tarz kitaplarda çoğunlukla yan karakterleri daha çok seviyorum. Ana karakterin kız arkadaşı genelde çok daha samimi, eğlenceli ve tatlı oluyor. Baş karakterimiz Tess'ten daha çok Kirsty'i sevdiğimi itiraf edeceğim. Çok tatlı bir kız idi.

Kitapta tek sevmediğim nokta, yazar geçmişten geleceğe yılları atlayarak gitti. Bence bunun yerine şimdiki zaman yapıp ara sıra geçmişe dönmeliydi. Çünkü geçmişte ki olayları o kadar uzattı ki bir ara yeter diye çığlıklar atmak istedim. Hadi artık karşılaşsınlar diye kendimi yırttım... Kitabın ilk yarısı güzeldi ama sabırsız bir insan olunca tahammül edemiyorum beklemeye :) O yüzden kitaptan bir puan kırdım. Ama onun dışında romantik ve sıcak bir hikaye idi. O kadar fantastik ve distopik kitabın içine girince nefes almamı sağladı. Bir bakın derim!!


KİTAP ALINTILARI

1)
Zıt kutuplar birbirini çeker. İnsan, kendisinde eksik olan şeyi başkasında arardı. Yin ve yang gibi... Mantık ve duygu gibi... Akıl ve kalp gibi... Bir araya geldiğinizde birbirinizi tamamlardınız.

2)
Bir keresinde biri bana demişti ki her ruh, doğumda ikiye ayrılırmış ve insan, ömrü boyunca diğer yarısını bulmak için uğraşır dururmuş. Eski bir Kızılderili efsanesi.

3)
Filmlere hiçbir zaman düşkün olmamıştım zaten. Kitap okumayı tercih ederim. Hayal gücümün serbest kalmasından hoşlanıyorum.

4)
Herkes seni düşürmeye çalışırken nasıl yeniden ayağa kalkabilirsin ki?

5)
Planlar, değişimden korkan insanların yaptığı şeylerdir.

6)
Neden insanlar tercih etmemi isteyip duruyorlar?

7)
İnsanların neden durmadan aşktan bahsettiğini merak ederdim. Aşk çok basit bir şey değil miydi? Biriyle tanışır, anlaşır ve birlikte zaman geçirmeye karar verirdin. ... Ama bu, aşkın ne olduğunu öğrenmeden önceydi. Bu, kalbinin her atışında birini özlemenin ne demek olduğunu öğrenmeden önceydi.

8)
Sen kendimi daha güçlü hissetmemi sağlamıştın. Aslında neyin gerçekten önemli olduğunu görmemi, yeniden kendim gibi hissetmemi sağlamıştın.

9)
İnsanların hislerini saklaması; onları, tavan arasındaki minicik bir dolaba sıkıştırılan eski giysiler gibi göz önünden kaldırması güçtür. Çünkü paslı anahtarı kilide sokup o dolabı yeniden açtığınızda her şey bıraktığınız gibi ama daha eski, daha kirli ve daha perişan halde önünüze serilir. Onlarla baş etmek eskisinden daha güçtür. 

10)
Birbirimize umut veriyoruz. 

-

Özgürlüğün Elli Tonu, E L James, Pegasus Yayınları




KİTAP YORUMU

3/5

Elli ton serisi en sevdiğim serilerden biri. Gerek konusu ile gerek karakterleri ile farklı ve dikkat çekici idi. Serinin ilk filmi olan Grinin Elli Tonunu severek izlemiştim. İkinci film için de sabırsızım.

Lakin...

Üçüncü kitap...

Özgürlüğün Elli Tonu tam bir hayal kırıklığı idi. Son 200 sayfayı konunun dışında tutarsak, geri kalan sayfaların ilk iki kitaptan bir farkı yoktu. İlk 500 sayfa sanki Grinin Elli Tonunu veya Karanlığın Elli Tonunu okur gibi hissettim. Yaşanılan olaylar, karakterlerin davranışları, söylenen cümleler, edilen kavgalar, her şey ve her şey aynıydı. Çok sevdiğim bir seride yazarın tekrara düşmesi beni rahatsız etti. Daha farklı şeyler bekliyordum. Serilerin son kitaplarını neden böyle yapıyorlar bilmiyorum ama üzüldüm.

Son 200 sayfaya gelirsek, cidden harikaydı. Olaylar öyle bir hal aldı ki bayıldım. Bir ara gözlerim doldu diyebilirim. Acayip sevdim. Yazar konuyu uzatmayıp kitabı 400 sayfaya düşürüp, olayı direk son 200 sayfaya bağlasa harika olurmuş. Uzatmak için kitabı uzattığını görmek can sıkıcı idi.

Kitaba aslında 4 puan verilebilirdi ama okuma süremi çok uzatması, okuma hızımı yavaşlatması kitaba sinir olmama neden oldu. Okuma hızım düştü. Kitabı elime ilk 500 sayfa çok nadir aldım ve bitmedi. O yüzden 3 puan vermek istedim. İlk iki kitabı severek okuyacağınıza eminim ama son kitap için düşüncelerim bu.


KİTAP ALINTILARI

1)
''Seni şartsız seveceğime, hayallerin konusunda sana destek olacağıma, seni onurlandırıp sana saygı duyacağıma, seninle gülüp seninle ağlayacağıma, umutlarımı ve hayallerimi seninle paylaşacağıma, ve ihtiyaç duyduğunda sana teselli sağlayacağıma söz veriyorum. Ve yaşadığımız süre boyunca üzerine titreyeceğime.''

2)
''Senin dünyanın benimle başlayıp, benimle bitmesini istiyorum.''

3)
''İnsanların yeni bir başlangıca ihtiyacı var, özgür olmaları gerekiyor. Ne pahasına olursa olsun.

4)
Hayvanların özgürlüğü karnı acıkana kadar, insanların özgürlüğü paraya muhtaç kalana kadardı.

5)
Ne kadar yalnız olduğunu söylemesen de olur, her soru sorduğumda bir cevap verme gereği duyuyorsun, cevaplarındaki özgürlüğü görebiliyorum aynı zamanda yalnızlığını da...

6)
"Sen deli misin ?"

"Sana deliyim." 
diye fısıldadı.

-




3 Ocak 2017 Salı

Kimliği Kirletilmişler Mabedi, Koray Yersüren, Ephesus Yayınları


KİTAP YORUMU

4/5

Kimliği Kirletilmişler Mabedi, kör olan Atakan'ın hikayesi ile başlıyor ve hayatında daha sonradan bir şekilde giren diğer kişiler ile devam ediyor. Kitap acayip depresif başladı. Okudukça içim kararmaya, moralim bozulmaya ve depresyona girmeye başladım. Bundan rahatsız değilim. Depresif kitapları severim. Yaratılan karakterler, anlatım, bölüm başlarındaki cümleler, çizimler ve şarkı isimleri... hepsi ve hepsi sevdiğim şeyler oldu. Popüler kültürden tanıdığımız popüler yazarları her zaman sevemiyorum, ama Koray çok sevdiğim bir yazar oldu. Kitabın yazım dili çok güzeldi. Beklentimin üstünde çıktı. Rahatsız olduğum konu, kitabı fazlasıyla devrik cümleler ile süslemiş. Anlatım devrik cümleler ile süslenince güzel şeyler ortaya çıkıyor ama Koray bunu o kadar fazla yapmış ki rahatsız oldum. Onun dışında kitabın anlatımına bayıldım! Hele o son!! Ne kadar fazla tesadüf oldu, bence biraz abartı diye düşünürken, sonda Atakan'ın annesi ile olan mevzudan dolayı iyi ki bu tesadüfler olmuş dedim. Kitap depresifliği ve melankolik havası ile Senli kitabına çok benziyordu. Konu olarak değil ama melankolik havası, kitabı okurken bana Senli kitabını anımsattı. Daha sonra kitabı bitirdiğimde yazarın teşekkürler kısmını okurken Koray'ın, Merve Akıncı'a teşekkür ettiğini görünce 'Ooooo neler oluyor?' diye şaşırmadım değil.
Kitaptan bir puan kırmamın nedeni, yazarın sürekli devrik cümlesi kurması ve yayınevinin masal kitabı gibi kocaman puntolar eşliğinde bize kitabı sunması. Okuyucu kitlesine göre kesinlikle çok büyük bir puntoya sahipti.

Neyse

Kısacası ben kitabı çok sevdim. Genç yazarlara hep şans vermekten bahsediyoruz ya, bence Koray'a da şans verilmeli. Gözlük kitabını bu sene içinde kesinlikle okumalıyım!!



KİTAP ALINTILARI

1)
Uçurtmanın üzerine yazıp, dilediğini yapsın diye insanlara verdim hayallerimi.
Uçurmak yerine, tahtalarını kırıp ateş yaktılar kendilerine.

2)
Karanlığı gördüm. 
Neyi seçtiğimi, neye ihtiyacım olduğunu gördüm.
Ne olduğunu gördüm.
Ne olacağımı gördüm.
Daha fazla görecek bir şey yok.

3)
Bir filmi yeniden izlemeye benzerdi onun yaşamı. Tüm olumsuzluklara rağmen, ezberlediği replikleri tanıdığı oyuncularla seslendirmek en büyük eğlencesiydi içindeki çocuğun. Oysa bayat ekmeği değerlendirip onunla balık tutmak gibiydi yaşam. Oltalar bazen boş gelse de, vazgeçmemekti.

4)
Ben ne zaman sessiz bir geceye uyansam, sessizliğine aldırmadan kapısına dayanırım bilinçaltımın. İşte o zaman bağışlarım insanları. Azat ederim kötü düşünceleri. Sen de bağışla. Buna önce kendinden başla. Yeniden sev onları sevebilirsen...

5)
Geceleri ışıklar çalınırdı şeytana inat. Anlatılan iblisin yerin yedi kat altında yaşadığı yalandı. Şeytan, her yerdeydi ve çalınan ıslıklar onun umurunda bile değildi. Zihne düşmüş bir intihar düşüncesinin ta kendisiydi şeytan.

6)
İnsan kendinden kaçmayı bırakmalı önce. Korkuyorsa sonuna kadar hissetmeli mesela. O korku öyle derinlere işlemeli ki, her bir hücresi titremeli.

7)
Uçuruma geri dönüyorum.
Bir kelime atıyorum aşağıya.
Kanatlanıyor.
Uçamıyor.

8)
Umut bağlanan şarkılar var.
Defalarca dinlenen...
Her dinleyişte ilk kez dinleniyormuş gibi gelen.
Sen, duyduğum en güzel şarkısın.

9)
Kadın sevilmek isterdi.
Kadın hissetmek isterdi sevildiğini.

10)
Müzikler geceye karıştı.
Kaybolmuş kurşun, müziği takip etti.
Birisi, olmaması gereken bir anda, olmaması gereken bir  yerdeydi.
Ve kan,
akması gereken yerden aktı.

-

2 Ocak 2017 Pazartesi

Sakın Şaşırma, Orhan Veli, YKY



KİTAP YORUMU

5/5

Orhan Veli, en iyi şairi arayışım sırasında yine Yky 'dan çıkan 'Bütün Şiirleri' kitabı ile şuana kadar en sevdiğim şairlerden biri olmuştu. Okumam gereken başka şairler de olduğu için şuan kesin kes en sevdiğim şair diyemiyorum. Ama yazdığı her şiirde kendimden bir şeyler bulduğum, bana şuana kadar en yakın gelen kişi Orhan Veli'dir.

Sevdiğim o kadar fazla şiiri var ki, hangisini buraya yazacağıma karar veremiyorum. Orhan Veli'e kesinlikle bakın derim. Bu gidişle en sevdiğim şair o olacak gibi!!

-

ORHAN VELİ ŞİİRLERİ

BİRDENBİRE



her şey birdenbire oldu. 
birdenbire vurdu gün ışığı yere; 
gökyüzü birdenbire oldu; 
mavi birdenbire. 
her şey birdenbire oldu; 
birdenbire tütmeye başladı duman topraktan; 
filiz birdenbire oldu, tomurcuk birdenbire. 
yemiş birdenbire oldu. 

birdenbire, 
birdenbire; 
her şey birdenbire oldu. 
kız birdenbire, oğlan birdenbire; 
yollar, kırlar, kediler, insanlar... 
aşk birdenbire oldu, 
sevinç birdenbire.


-

DEĞİL

Bilmem ki nasıl anlatsam; 
Nasıl, nasıl, size derdimi! 

Bir dert ki yürekler acısı, 
Bir dert ki düşman başına. 
Gönül yarası desem... 
Değil! 
Ekmek parası desem... 
Değil! 
Bir dert ki... 

Dayanılır şey değil.

-


ANLATAMIYORUM

Ağlasam sesimi duyar mısınız,
Mısralarımda;

Dokunabilir misiniz,
Gözyaşlarıma, ellerinizle?

Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel,
Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu
Bu derde düşmeden önce.

Bir yer var, biliyorum;
Her şeyi söylemek mümkün;
Epeyce yaklaşmışım, duyuyorum;
Anlatamıyorum…

-


SEVDAYA MI TUTULDUM?

Benim de mi düşüncelerim olacaktı, 
Bende mi böyle uykusuz kalacaktım, 

Sessiz, sedasız mı olacaktım böyle? 
Çok sevdiğim salatayı bile 
Aramaz mı olacaktım? 
Ben böyle mi olacaktım?

-


İÇKİYE BENZER BİR ŞEY

İçkiye benzer bir şey var bu havalarda
Kötü ediyor insanı, kötü...

Hele bir hasretlik oldu mu serde;
Sevdiğin başka yerde,
Sen başka yerde.
Dertli ediyor insanı, dertli.

İçkiye benzer bir şey var bu havalarda,
Sarhoş ediyor insanı, sarhoş.

-

https://www.instagram.com/kitaplarvesozleri/
-