29 Mart 2016 Salı

Kahve Kokulu Hikayeler, Yakamoz






HAYATA BİR BARDAK KAHVE MOLASI
...
Sevilmek istiyorsan, önce sevmeyi bileceksin.
Uçmayı seviyorsan, düşmeyi de bileceksin.
Korkarak yaşıyorsan, yalnızca hayatı seyredersin.
...
Okurken içinizi huzurla dolduracak, yüreğinizi ısıtacak, iyilik, sevgi, dostluk ve mutluluğu dile getiren birbirinden güzel 52 adet hikayeden derlenen bu kitapla hayata keyifli bir mola verip kargaşadan sıkıntılardan uzaklaşacaksınız.
...



Bu gördüğünüz fotoğraftaki tüm eşyalar, Yakomoz yayınevinin bloggerlara özel yolladığı paketten çıktı. Fincan, fincan tabağı, biraz kahve, çikolata ve kahve çekirdekleri... Çok beğenildiği için de 100 adet sizlere de vereceğini instagramdan duyurdu. Gerçekten harika bir haber çünkü bu pakete bayıldım. İlk geldiğinde beklememenin şoku ve bu kadar fazla güzel olmasının heyecanını yaşadım. Bu yüzden Yakamoz Yayınlarına çok teşekkür ederim. :)






Ben daha önce Yakamoz Yayınlarından Papatya kokulu hikayeler ve Menekşe kokulu hikayeleri almıştım. Yeni çıktığı zamanlardı ve fikir çok hoşuma gitmişti. Papatya kokulu hikayeleri okurken burnunuza sürekli gelen papatya kokusu sizi huzurla dolduruyordu. Ayrıca kitaplığınıza koyduğunuzda, kitaplığınızda harika kokuyordu :)

Benim aldıklarımın dışında sonra iki tane daha çıkmıştı ve ben almamıştım. Nedeni bilmiyorum. :) Manolya kokulu hikayeler ve Yasemin kokulu hikayeler...



Kitaplar gerçekten çok tutuldu ve en son gördüğümde 50. Baskıda falandı. Gerçekten çok sevildi. En son da Kahve kokulu hikayeler çıktı ^-^


Kahve kokulu hikayeleri gerçekten çok sevdim arkadaşlar. Misler gibi kokuyor ve ayracının içindeki mavi torbada kahve çekirdekleri ile koku ikiye katlanıyor. Kitapta ünlü ya da ünsüz kişilerin sözleri bulunuyor ve her sözden sonra o sözle alakalı bir hikaye oluyor. Toplamda 52 tane hikaye var. Kısa kısa hikayeler olduğu için, hem zevkli hem de yolculuk sırasında ya da yoğun iş hayatında kısa bir ara vermek isteyenler için harika bir kitap. Çünkü kitap sizi hiç yormuyor. Sürekli sevgi ile bezenmiş sözlerini ve hikayelerini size sunuyor. Gerçekten dediği gibi ''Hayata bir bardak kahve molası'' veriyorsunuz. Ben çok sevdim. Puanım 5/5 :)

Şimdi sizler için kitapta en sevdiğim alıntıları ve beni çok etkileyen bir hikayeyi paylaşacağım. Fotoğraflar ve sözler içinde, kitabın arasında kısa da olsa bir tur yapacaksınız. :)


...
''Bir sabah uyanıp herkesin aynı ırktan, aynı renkten ve aynı dinden olduğunu görsek, öğle vakti gelmeden ön yargılı olmak için bir başka neden bulurduk.''
-Senatör George Aiken

...
''Sevmiş ve yitirmiş olmak hiç sevmemiş olmaktan daha iyidir.''
-Alfred Tennyson

...
''Günün birinde hepimiz sonsuza dek susacağız. Onun için sevdiklerimize şimdi seni seviyorum demekten çekinmeyin.''



...
''Birini sevmek başkalarınca görünmeyen bir mucizeyi gören tek kişi olmaktır.''
-François Mauriac

...
''Bir kadınla üç şey yapabilirsin: Ya onu seversin ya onun için acı çekersin ya da onu yazarsın.''
-Lawrence Durrel

...
''Batan güneş için ağlamayın, yeniden doğduğunda ne yapacağınıza karar verin.''


...
''Seveceksen yalnız kaldığında aklına geleni değil, hiç aklından çıkmayanı seveceksin.''
-Can Yücel

...
''Geçmişten çok geleceği düşünmeliyiz, çünkü bundan sonra orada yaşayacağız.''
-Thomas Browne

...
''Çocuklarınızı kuzu gibi büyütmeyiniz ki ileride kuzu gibi güdülmesinler.''
-Sadi



''Hayatınızın en mutlu gününü düşünün sonra da 365 gününüzü böyle geçirdiğinizi düşleyin.''
...
Birinin size bir kalem verdiğini düşünün. Ama bu kalem bildiğiniz kalemlerden değil. Kapağı kapalı, içini açıp ne kadar mürekkebinizin olduğunu göremeyeceğiniz bir kalem.
Ne kadar mürekkebiniz kaldığını da kontrol edemeyeceğiniz için, açıkçası işiniz biraz zor. Kaleminiz, sizi daha birkaç cümle yazmışken bitebilir. Ama şanslıysanız her şeyi değiştirebilecek bir, belki de iki roman bile yazabilirsiniz. Bunu başlamadan bilemezsiniz.
Oyunun kurallarına göre, ne kadar yazabileceğinizi bilmenizin imkanı yok. Şansınızı denemekten başka çareniz yok.
Oyunun kuralları olmasına rağmen, bu kurallar sizi asla bir şey yapmaya zorlamaz. Hiçbir şeyi riske atmayıp kalemi bir kenara atıp bir şey yazmadan da devam edebilirsiniz hayatınıza.
Peki ya siz, kalemi kullanmaya karar verirseniz onunla ne yapacaksınız? Oyununuzu nasıl oynamak istiyorsunuz.
Yazmaya başlamadan önce uzun uzun düşünüp kafanızda taslaklar oluşturarak mı yola çıkacaksınız? Planlarınız o kadar uzun ve ayrıntılı olacak ki belki de yazmaya asla vaktiniz kalmayacak mı?
Yoksa kalemi elinize alır almaz, hiç düşünmeden yazmaya mı başlayacaksınız? Kendinizi harflerin, hecelerin, kelimelerin, cümlelerin ve paragrafların ellerine mi teslim edeceksiniz?
Acaba bir sonraki kelimeyi yazarken mürekkep bitecek mi korkusuyla mı, yoksa kendinizi mürekkep asla bitmeyecek fikrine inandırarak mı yazacaksınız? Çünkü biliyorsunuz ki mürekkebin bitip bitmeyeceğini, bitecekse de ne zaman biteceğini bilmeniz mümkün değil.
Peki, ne hakkında yazmayı planlıyorsunuz? Sevgi mi? Aşk mı? Aile mi? Dostluk mu? Nefret mi? Şiddet mi? Eğlence mi? Pişmanlık mı? Ayrılık mı? Yaşam mı? Ölüm mü? Hiçbir şeyinizi mi yoksa her şeyinizi mi yazacaksınız?
Yalnızca kendinizi mutlu etmek için mi, yoksa başkalarını da mutlu etmek için de mi yazacaksınız? Belki de başkaları için ya da başkalarını yazıp kendinizi mutlu mu edeceksiniz?
El yazınız nasıl olacak? Özenli ve düzgün mü, yoksa gelişigüzel mi yazacaksınız? Kelimeleriniz ben burdayım dercesine okunaklı ve büyük mü olacak, yoksa titrek ve silik mi olacak? Cümleleriniz süslü ve ağır cümleler mi olacak, yoksa sade ve hafif mi?
Peki ya defteriniz nasıl olacak? Çizgili mi, çizgisiz mi? Çizgiliyse satırların arasında boşluk bırakacak mısınız, yoksa hiç satır atlamadan alt alta mı yazacaksınız? Çizgisizse düz bir çizgi halinde yazabilecek misiniz? Ya da yazamamayı önemsemeyecek misiniz?
Düşünecek ne kadar çok şey var değil mi?
Şimdi size bir yaşam verildiğini düşünün...
...


KAHVE KOKULU HİKAYELER



28 Mart 2016 Pazartesi

Tehlikeli Yalanlar, Becca Fitzpatrick






  



Tehlikeden korunmak için kurduğunuz yalanlarla örülü hayatta gerçek aşkı bulsaydınız hangisinden vazgeçerdiniz? Hayatınızdan mı, aşkınızdan mı? Stella Gordon'ın hayatı bir yalandan ibaret.

Stella, Nebraska, Thunder Basin'de yaşasa da kendini oraya ait hissetmemektedir. Bir uyuşturucu satıcısının işlediği bir cinayet davasının kilit tanığı olarak, tanık koruma programına alınmıştır. Kasaba halkı ise Stella'nın gerçekte kim olduğunu bilmez. Gerçek kimliğini açıklamak istediği çocuk, Chet Falconer bile… Doğruları söylemenin, güvenli cennetine tehlike getirmekten başka bir sonuç doğurmayacağının farkındadır.

Genç kız her ne kadar dikkat çekmemeye çalışsa da, tehlike hızla yaklaşmaktadır. Suçluların tanıklardan kurtulma yolları vardır ve Stella'nın tek bir hatası, soğukkanlı katilleri kapısına kadar getirecektir.

"Okuyucuları şaşırtacak sonuyla, gerilim maskesi ardına saklanmış, muhteşem bir roman." 
-Publishers Weekly-

"Bir dram, gerilim ve aşk hikâyesi… Hepsi bir arada. Sırların karakterleri nereye sürükleyeceğini öğrenmek için yanıp tutuşacaksınız."
-School Library Journal-
(Tanıtım Bülteninden)



Sayfa Sayısı: 384

Baskı Yılı: 2016


Dili: Türkçe
Yayınevi: Pegasus







- Alıntılar -

1)
Dünyanın ucuna kadar gelmiştim; buranın ötesinde hiçbir şey yoktu. Birkaç adım daha atsarsam dünyanın kenarından düşebilirdim.

2)
Evlat, sana hissettiğin yaşta olduğunu söyleyen olmadı mı? Asık ve ekşimiş suratına bakılırsa, aramızda endişelenecek bir şeyi olan ben değilim.

3)
Kendimi bir bardağın altında kalmış bir karınca gibi hissediyordum. Sıcak, umutsuz ve lanetli.

4)
Ben bir şeyleri, varlıkları bir anda son bulsun diye yaratan bir Tanrı'ya inanmıyorum. Madde ne yaratılır ne de yok edilir; sadece dönüşür. Öyle değil mi? Annemle babamı göremiyorum, onlarla konuşamıyorum ama onları hissedebiliyorum. Her yerdeler. Bunu bilmek kayıplarının acısını hafifletiyor.

5)
Hepimiz hata yapmalıyız çünkü öğrenmenin tek yolu bu.

6)
İnsanın bir ayağının sürekli geçmişte olması çok acı veriyordu.

7)
Söyledikleri doğruydu, bir şeyi özlediğinizi acımasız bir şekilde kaybettikten sonra anlıyordunuz.

8)
Reed haklıydı, önemsemek zayıflıktı. Önemsediğiniz zaman yükünüz artıyordu. Kaybedecek şeyleriniz oluyordu.

9)
Kazdığı çukur, hiçbir zaman geri tırmanma şansının olmadığı kadar derin mi?

10)
Affetmek kızgın bir telin üzerinde yürümek gibidir.

11)
Önemli olmayan şeyleri boş verip önemli olanlarla tutunmak arasında denge kurmak zorundasın.

12)
İnanç güvenden önce gelir. Umut da inançtan.

13)
Sevgi böyledir, Stella. Bizi sadık insanlar yapar. Tutkuyla sadık.




- KİTAP YORUMU -

Merhaba bebekler! Uzun bir aradan sonra yine ben geldim. Öncelikle şundan bahsetmeliyim ki, Becca Fitzpatrick benim için çok farklı yeri olan bir yazar. Kitap okumaya, Becca Fitzpatrick'in Hush Hush serisi ile başladım. Kendisi benim ilk yazarım olur. Hush hush serisi ile dünyada büyük ilgi gören Becca daha sonra Siyah Buz adında tek kitabı bizlere sundu. Hush hush serisi gibi fantastik ögelerle dolu bir kitaptan sonra, gerilim yüklü sade bir roman yazması beni kendine daha fazla aşık etmişti.
 Ve son olarak gördüğünüz üzere Tehlikeli Yalanlar kitabı çıktı. Kitaba ba-yıl-dım!!!
Uzun zamandır (2016 da) okudğum en iyi kitaptı. Öncelikle Becca'nın dilini ve cümlelerini çok özlediğimi fark ettim. Daha sonra karakterlerinin harikalığı ve olay örgüsü ile beni çok heyecanlandırdı. Kitap konusu ile çok sade gözüksede, içine girdiğinizde sizi çok farklı yerlere götürüyor. Kendimi kitabın içinde çılgınlar gibi kaybettim. Erkek karakter Chet'e ne kadar aşık olduysam, bir o kadar da Carmina'ya aşık oldum.
Konusu size tekrardan yazmak istemiyorum. Yukarıda bahsettim. Ama konusun çok orjinal olduğunu söylemeden geçemeyeceğim.

Sonuna her yaklaştığımda olumsuzluklar beklediysem de karşılaştıklarım beklediğim şeyler olmadı. Kitabın sonunda açığa çıkan gerçekler beni çok şaşırttı. Sırlar olduğunu bilseniz de ne kadar çok olduğunu bilemiyorsunuz. Ve bende kitaptaki karakterler kadar bilemedim. Sonuna kadar bir boşlukta ilerledim. Sonunda parçalar birleşip, raylar yerine oturunca Stella'ya tercihleri için minnet duydum.

Bu arada Stella'nın annesinin tercihleri yüzünden sinirden ağlamış olabilirim. Her ne kadar şuanda ağlamak saçma gelse de, o an için çok doğruydu. Fazla sulu gözüm. :)

Kitaba puanım: 5/5 

Kesinlikle okuyun ve Becca'nın cümleleri arasında eriyin derim. Bu yazar gerçekten harika ötesi mi yoksa ben mi gözümde çok büyüttüm bilmiyorum ama herkesin bir sevdalısı vardır.
Benim de Becca...

:)


İYİ OKUMALAR