13 Şubat 2016 Cumartesi

Obsidiyen, LUX Serisi (1.Kitap)











Yazar: Jennifer L. Armentrout
  Çevirmen: Bilge N. Zileli Alkım
                                                                                    
''Her şeye yeniden başlamak çok berbat.

Annemle birlikte Batı Virginia'ya taşındığımızda, kendimi sıkıcı işlere adamıştım, ta ki tüyler ürpertici yeşil gözleri ve kaslı vücuduyla yan komşumuz karşımda dikilene kadar.
Ama işler tahmin ettiğiniz gibi gitmedi.

O, ağzını açtı.

Daemon hem kabaydı hem de kendini beğenmiş bir pislikti.
Birbirimizden hoşlanmamıştık. Tam hikâye burada bitiyordu ki bir kazaya uğradım ve Daemon zamanı dondurarak beni kurtardı.

Yakışıklı uzaylı komşum üzerimde bir iz bırakmıştı.

Yanlış okumadınız. O, bir uzaylı. Daemon ve kız kardeşinin yeteneklerini çalmak isteyen düşmanları vardı ve Daemon'ın bıraktığı iz bütün düşmanları başıma toplamıştı.

Bu korkunç durumdan canlı kurtulmak içinse tek yapmam gereken üzerimdeki uzaylı izi etkisini yitirene kadar
Daemon'ın yanından ayrılmamaktı.''
...

Sayfa Sayısı: 360
Dili: Türkçe
Yayınevi: DEX






-ÖVGÜLER-


"Obsidiyen'e bayıldım. Romanı bir gecede bitirmeye, kendinizi Daemon'a kaptırmaya ve serinin ikinci kitabı için sabırsızca beklemeye hazır olun."
Deborah Cooke, The Dragon Diaries

"Daemon ve Katy, ateşle barut gibi. Her bölüm nefesinizi kesecek ve dahası için yalvaracaksınız."
Jus Accardo, Touch

"Armentrout'un yeni serisinin ilk kitabı başından sonuna hiç
azalmayan bir heyecanla akıp gidiyor."
RT Book Reviews







 - YORUM -

LUX serisinin birinci kitabı OBSİDİYEN, tarz başlangıcı olarak çoğu okuyana Alacakaranlık kitabını anımsatıyor. Çoğu kişi serinin diğer kitaplarını okusa, fikri kesinlikle değişir. Çünkü gerek konusu, gerek olayların akışı ile diğer kitaplarda işler karmakarışık bir hal alıyor. 


İlk kitap olan Obsidiyen, kız karakterimiz Katy'in başka bir şehre taşınması ile başlıyor. Ve komşuları iletişim kurmaya çalışırken, komşusu Daemon'ın sert tepkileri ile karşılaşıyor. Bu sert tepkilerin nedenlerini merak edip, olayların üzerine gidiyor. Ve olaylar sırasında komşusunun Uzaylı olduğunu öğreniyor. Uzaylı Daemon yeteneklerini insanların yanında kullandığında, insanlar üzerinde izler bırakıyor. Sadece Uzaylıların görebileceği cinsten bir ışık ile parlıyorlar. Ve Katy, Daemon'ın hayatına fazlasıyla girip, fazlasıyla yeteneğe şahit olduğu için, parıl parıl parlamaktadır. Parlamasında ne sorun var ki? diyenlere söylüyorum: Hiç bir kitap düşmansız ilerlemez. İyi uzaylıların olduğu gibi kötü uzaylıların da olduğu dünyada Katy'in parıl parıl parlaması, Daemon'ı saklandığı yerden edebilir. Bu yüzden Daemon, Katy'i güvence altına alarak hem kendisini hem ailesini hem de Katy korumaya çalışır...



Kitabı bundan yıllar önce okuduğumda çocuktum ve çok etkilenmiştim. Lakin işin güzel yanı şu; hala etkileniyorum. Daemon'ın tavırları, konuşma şekli, hareketleri, hepsi ve hepsi harika! Aklıma geldikçe heyecanlanıyorum. Seriye bir şans verip başlayın derim. İlk kitap ile her şey yerli yerine oturmayacak ama ikinci ve üçüncü kitaptan sonra en sevdiğiniz serilerin başında olacak! 

Ayrıca farkındayım ki, kapaktaki kız gerçekten Katy'in yaşına göre çok büyük
ve o kadar da güzel değil.
Şahsen ben kitapların hayal dünyasına kalmasını ve bu şekilde
kendi belirledikleri tipleri bizlere sunmalarını yanlış buluyorum.
Ama
bu fotoğraftaki kişiler gerçekten umrumda değil. Benim hayalimdeki
Daemon ve Katy farklı... Sizlerde kendi hayal dünyanıza bakın ve
fotoğraflara aldırmayın derim. :D

Sizlere biraz alıntı bırakıp kaçıyorum buralardan...

    -ALINTILAR-







1)
Katy:Evet, ama.. kimi istiyordu?
Daemon: Sapık bir katile lastiğini değiştirmesine yardım edecek kadar aptal bir kızı belki_
Katy: Amma aşağılıksın. Sana bunu... söyleyen oldu mu hiç?

Daemon:Ah kedicik, kutlu hayatımın her bir gününde hem de.



2)
Daemon arkamdaki sıraya oturdu ve midem ağzımdan çıkacak gibi oldu. Kusacaktım. Tam burada sınıfta, herkesin...
Kalemiyle sırtımı dürttü.
Donakaldım. O ve Lanet olası kalemi. Tekrar dürttü, bu kez daha
şiddetliydi. Gözlerimi kısarak arkamı döndüm. "Ne var?"
Daemon Gülümsedi.
Çevremizdeki herkes bize gözünü dikmişti.
Sanki öğle yemeğinin bir tekrarı gibiydi...







3)
Hep en güzel insanların, gerçek anlamda hem içi hem dışı güzel olanların, sessizce bunun etkisinden bihaber olanlar olduğunu fark ettim. Sahip oldukları güzelliği savunanlar elindekini boşa harcamıyorlar mı? Güzellikleri sadece gelip geçici, sadece gölgeleri ve hiçliği saklayan bir kabuktan başka bir şey değildir.











  




4)
Oldum olası kendimi kitapların arasında kaybederdim. Kitaplar her zaman memnuniyetle balıklama atladığım, bir kaçış yolu olmuştu.












5)
"Bu sen misin?"
"Neye benziyor?" diye tısladım.
Yüzüne yavaşça bir gülümseme yayıldı."Kendini filme mi aldın?"
Derin ve yavaş bir nefes aldım."Sanki canlı sapık gösterisi falan yapıyormuşum gibi konuşuyorsun."...
Daemon genzinden bir ses çıkardı."Öyle mi yapıyorsun?"













6)
Daemon: Sıradaki soru?
Katy: Neden bu kadar dangalaksın?
Daemon: Herkes bir konuda uzmanlaşmalı, değil mi?
Katy: Şey, harika bir iş çıkarıyorsun.

...












...



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder