12 Şubat 2016 Cuma

Oniks, LUX Serisi (2.Kitap)







 Yazar: Jennifer L. Armentrout
  
Çevirmen: Bilge N. Zileli Alkım

''Daemon'la aramızda bir uzaylı bağı olmasının 

muhteşem olduğunu düşünüyorsanız, 

yanılıyorsunuz.

Gerçi bu bağa rağmen ona direnmeye kararlıyım. 

Ama bunu yapmak hiç de kolay değil çünkü Daemon 

(kahretsin!) gittikçe gözüme daha da taş gibi 

görünüyor. Üstelik bu sefer Arumlardan çok daha 

büyük bir problemimiz var. Savunma Dairesi 

kasabada.


Eğer Daemon'ın yapabildiklerini keşfeder ve benim 

de onunla bağım olduğunu anlarlarsa ikimizi de 

mahvedecekler. Bu arada okula yeni biri geldi ve 

herkesten gizlediği bir sırrı var. Bana neler 

olduğunu biliyor, yardım da edebilir ama bunun 

için 

(sanki mümkünmüş gibi) Daemon'a yalan söylemeli 

ve ondan uzak durmalıyım. Kimi kandırıyorum ben?!

Kimse sonsuza kadar yalan söyleyemez.''

...

Sayfa Sayısı: 396

Baskı Yılı: 2015


Dili: Türkçe

Yayınevi: DEX










Ultra yakışıklı ve ultra odun Daemon Black geri 

döndü!

Lux serisi, OBSİDİYEN'den sonra 2012'nin en iyi 

genç yetişkin kitabı seçilen ONİKS ile tam gaz 

devam ediyor. Daemon'a 

karşı koymanın imkânsız olduğunu artık siz de çok 

iyi biliyorsunuz...




-YORUM-




LUX serisinin ikinci kitabı ONİKS, birinci kitaba göre çok daha başarılı idi. Zaten diğer kitapları da okuduğunuzda yazarın dilinde giderek yükselme olduğunun farkına varıyorsunuz. Birinci kitabın sonunda yaşanan olaylar, ikinci kitapta etkisini sürdürüyor. Katy ile Daemon arasında bir bağ oluşuyor. Ve farkında olmadan Katy bazı şeyler yapabildiğini farkediyor. Mesela yetenekler gibi. Daemon ve ailesi konuyu çözmeye çalışırken, okula yeni gelen çocuk bir anda Katy'in hayatına giriyor. Sürekli Katy'in yanında dolaşması, Daemon'ı sinir etsede, Katy yeni çocuğun onun hakkında bildiklerini öğrenmekte ısrarlı...



-----------------------------------









İlk kitapta bahsetmemiştim lakin şimdi bahsediyorum. Serideki ilk üç kitabın isimleri taşlardan alınıyor. Obsidiyen taşının kitabın içinde bir anlamı var. Spoi olabilme nedeni ile anlamını söylemeyeceğim. Ama aynı zamanda Oniks taşının ve Opal taşınında kitaplar içinde anlamı var. Bu özelliği ile seri çok hoşuma gitmişti. Özellikle dördüncü kitap Köken'in anlamını öğrendiğimde mest olmuştum. Fakat son kitap Direniş'in özel bir anlamı yok.
Yazarın dilinden kaynaklandığını düşünerek söylüyorum ki, kitabın ne zzaman bittiğini anlamıyorsunuz. Sayfaların ardı arkası kesilmiyor vesiz kendizi bir anda sonda buluyorsunuz. Akıcı, komik, romantik ve savaşçı dili ile Oniks'e göz atın derim.
...




Değinmek istediğim en önemli konulardan biri de serinin kapaklarından dolayı tepki alması. Serinin kapağındaki Daemon ve Katy yeterince yakışıklı ve güzel bulunmaması. Özellikle de Katy'in. 



Ama araştırmalar sonucunda sadece kitapların kapak çekimlerinin kötü olduğunu aslında bu modellerin güzel ve yakışıklı olduğunu farkettim. Farkettiğim en önemli nokta ise, yazarın imza günlerine kapaktaki modeller ile beraber gitmesi. İyi mi kötü mü bilemedim ama dikkatimi çekti.


---------------



-ALINTILAR-


 1) “Kurabiye yer misin?” diye sordu, çikolata parçacıklarıyla dolu bir kurabiye uzatarak. Midem kötü olsun ya da olmasın, bunu reddetmemin imkânı yoktu. “Tabii.”  Çarpık bir gülümsemeyle bana doğru eğildi; dudakları dudak­larıma çok yakındı. “Gel de al.”
Gel de al mı?.. Daemon, kurabiyenin yarısını o dolgun ve tama­men öpülesi dudaklarının arasına koydu.
Hay ben böyle işin...


2) "Geç oldu."
"Biliyorum." Tereddüt ettim. "Kalmak ister misin?"
Tek kaşını kaldırdı.
Bu olmamıştı işte. "Onu kastetmedim."
"Kastetsen de bir şikayetim olmaz hani." Bakışlarını indirdi. "Hem de hiç"



3) Katy: Nasıl olur da beni hala arzulayabilirsin? 
Dameon: Ha, seni hala boğmak istiyorum. Ama ben deliyim. Sen kaçıksın. Belki de o yüzden. İkimiz de balatayı sıyırmışız.






4) Katy: Başka hiç kimse için böyle hissetmemiştim. Sanki yanındayken sürekli düşüyorum, sanki nefesim kesiliyor ve yaşadığımı hissediyorum; öylece durup hayatın yanımdan geçtiğini değil. Bunları başka hiç kimseyle hissetmedim.


5) Daemon: Şanslı olduğumu düşündüm. Çünkü kafamdan söküp atamadığım, canımdan çok kıymet verdiğim o kişi hala hayattaydı. Hala buradaydı. İşte, sen o kişisin.





6) Katy: Evet, benim için çok değerlisin. Şükran Günü'nde benim için yaptıkların..beni.. "Sesim çatladı." Beni acayip sevindirdi. Seni hala önemsiyorum. Tamam mı? Benim için çok değerlisin. O kadar ki, sözcüklere bile dökemiyorum çünkü kıyaslayabileceğim her şey yanında değersiz kalıyor. Hep seni istedim, nefret ederken bile istedim seni. Şu anda beni delirtsen de hala seni istiyorum. Her şeyin içine ettiğimi de biliyorum. Sadece sen ve ben için değil, Dee için de.

...
----------------





Hiç yorum yok:

Yorum Gönder