5 Şubat 2017 Pazar

Bir Kadının Yaşamından Yirmi Dört Saat, Stefan Zweig



KİTAP YORUMU

5/5

Bir kadının yaşamından yirmi dört saat kitabı, bir kadının yaşamında yirmi dört saatin ne kadar önemli olduğunu, dayanılmaz arzuların yirmi dört saat içinde neler yapabileceğini anlatıyor. Kötü alışkanlıklar ve tutkular, bir kadının gözünden en iyi şekilde yorumlanmış.

Stefan Zweig, konu insan psikolojisi ve karakter analizi olduğunda harika eserler ortaya koyduğunu gördüm. Okuduğum ilk kitabı Satranç da, hırsın ve öfkenin neler getirebildiğini görmüştüm. Olağanüstü bir gece kitabında suç işleyerek duyarsızlaşan ve kendi benliğini bulan bir adamın hikayesini okumuştum. Bilinmeyen bir kadının mektubunda hayatı boyunca karşılık beklemeden sevdiği erkeğe olan hislerini anlatan bir mektup ile karşılaşmıştım. Ve bir kadının yaşamından yirmi dört saati okuduğumda ise arzunun ve hırsın bir kadının gözünde tutku ile beraber nasıl anlatıldığına şahit oldum.

Zweig, şuana kadar okuduğum tüm kitaplarında insan psikolojisini ele alarak, yarattığı karakterlerin hislerini, duygularını ve arzularını öyle bir dile getiriyor ki, her defasında kendisine ve yapıtlarına daha fazla aşık oluyorum. Özellikle oluşturmuş olduğu kadın karakterlerin öykülerini ve psikolojisini okumaktan zevk aldığımı fark ettim.

Şuana kadar toplam dört kitabını okudum. Satranç kitabı ile beni kendine bağlayıp, Bilinmeyen bir kadının mektubu ile kendine aşık etmişti. Okuduğum diğer kitapları gibi Bir kadının yaşamından yirmi dört saatte inanılmazdı!!

Sabırsızlık yapıp, tüm kitaplarını peş peşe okuyarak bitirmek istiyorum. Bir yandan da elimdeki kitapları bitecek diye korkuyorum. Bir yazarı çok sevip her dakika okumak isteyip, aynı zamanda okumaya kıyamamak böyle olsa gerek.

Zweig, sizlerde nasıl bir etki bırakıyor bilemiyorum ama her kitabında benim kalbimde daha fazla yer edinip, etkisini her defasında daha fazla arttırıyor. Zweig okumaya nereden başlarsınız bilmiyorum ama bence bir an önce okumaya başlayın!!

Bu ay 2-3 kitabını daha okumak istiyorum. Ve sizlerde Bir kadının yaşamından yirmi dört saat kitabını bir an önce okuyun. Bayılacağınıza eminim!

KİTAP ALINTILARI

1)
İnsanların çoğu sınırlı bir hayal gücüne sahiptir. Duyumlarını uyaracak ölçüde yakınlarında gerçekleşmeyen bir olaya ilgi göstermek pek içlerinden gelmez; ama aynı şey gözlerinin önünde, doğrudan duygularına dokunma mesafesinde gerçekleşirse, bu olay önemsiz bile olsa, hemen bir aşırı duyarlılık gösterirler. Böylelikle normalde nadiren görülen tepkilerini ölçüsüz ve abartılı bir sertlikle telafi etmiş olurlar.

2)
Davranışların aşırıya kaçtığı anlarda insanın şiddetle gerilen doğası öyle bir trajik bir ifadeye bürünür ki bunu genellikle ne bir resim ne de bir söz yıldırım düşmesine benzer bir güçle aktarabilir.

3)
''O zaman her etik yargı tamamen anlamsız, her etik kuralın da hiçe sayılmasının bir mazereti var demek ki. O zaman her suçta bir tutku unsuru bulmak, bu tutkuyu da mazeret saymak yeterli.''

4)
Şahsen insanları mahkum etmektense, anlamak beni daha mutlu kılar.

5)
Değerli olan her zaman için gerçeğin yarısı değil, tamamıdır.

6)
Çünkü size anlatmak istediğim her şey, altmış yedi yıllık hayatımın sadece yirmi dört saatlik bir zaman dilimini kapsıyor; aklımı oynatmak pahasına, kendime defalarca telkinde bulundum, insan bir kez olsun, bir an olsun aptalca davransa neler olur sanki diye. Ama fazlasıyla belirsiz bir sözcük olan vicdan denen şeyden kaçamıyorsunuz.

7)
''... onunla kaçardım... nereye, ne zamana kadar diye sormaz, önceki yaşamıma bir an bile dönüp bakmazdım... paramı, adımı, mal varlığımı, onurumu onun uğruna feda ederdim... dilenirdim, bu dünyada onun beni sürükleyebileceği her tür aşağılanmaya razı olurdum belki de. İnsanların ayıp dediği, saygın gördüğü her şeyi görmezden gelirdim, şayet ağzından bir sözcük olsa çıksa, bana doğru bir adım atsa, beni anlamayı denese, o an ona tüm kalbimi verirdim.''

8)
Ama dediğim gibi bütün acılar korkaktır, yaşama karşı duyulan aşırı arzu karşısında acı geriler, çünkü yaşama arzusu, düşüncelerimizde var olan ölüm arzusundan çok daha güçlü şekilde bedenimizin her zerresinde mevcuttur.

9)
Yaşlanmak, geçmişten artık korku duymuyor olmaktan başka bir şey değil zaten.

-

   

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder