24 Aralık 2016 Cumartesi

Bir Yeryüzü Tanığı, İlhan Berk, YKY




ARKA KAPAK YAZISI

Aşağılara uzayıp giden aşağılara bakıyor Bir adam eşeğine odun yüklüyor, yüzünün sol yakasına kuşlar üşüşüyor.
Köpeği, torbası ve toprak bir testi
Ovada bir resimde durur gibi duruyorlar.
(Önünde çekilmiş, iki güvercin işlemeli bir perdenin.)
Bir kadın, bir gök parçası, üç beş ağaç Uzakta dışında onların.
Deniz?
Deniz oralı değil: Yineleyip duruyor kendini.
Bakıyor o:
Yakasını bırakmayan tanıklığına dünyanın.


Sayfa Sayısı: 112

Dili: Türkçe

Yayınevi: Yapı Kredi Yayınları


KİTAP YORUMU

2/5

İlhan Berk, kendime yakın hissettiğim o yazar olamadı. Aslında bu kitap için çok umutluydum. İlhan Berk büyük beklentilerimin olduğu bir yazar idi. Ama dilini ve şiirlerini çok sevemedim. Bana hitap etmedi. Ve okurken çokça sıkıldım. Aradığım o şair, İlhan Berk değil.


İLHAN BERK ŞİİRLERİ


1919

Ben dünyaya bir idare lambası altında geldim 
Yeryüzü Birinci Dünya Harbi'ni yaşıyordu 
Başımın üstünde mendil boyunda bulutlar vardı 

Yunan Harbi'nde yanan şehirlerimizi bir dağdan seyrettim 

O çadır çadır insanları askerleri esirleri 
Arkalarında bir gömlekle kaçan halkımızı 

İlk topu ilk tayyareyi gördüm 
Anam kardeşim ve ben ayaktaydık 
Kapanık dükkânlarıyla çarşılarımıza yağmur yağıyordu 

Her sınıf insanıyla şehrim dağlara taşınmıştı 

O yangından nehirlerimiz dağlarımız ve çeşmelerimiz kurtuldular 

Yanmış ve yakılmış şehrimize bir akşamüzeri askerlerimiz girdi 

Kursaklarında bir parça ekmekle insanlar ayaktaydı 
O gün dünyayı ve insanları tanıdım 
O gün ayağımın dibindeki şehirden ağlamayı öğrendim


-

AŞK

sen varken kötü diye birşey bilmiyorduk 

mutsuzluklar, bu karalar yaşamada yoktu 

sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu 

sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler 

nicedir bir pencereden deniz güzel değil 

nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden 

sen gel bizi yeni vakitlere çıkar

-


ÇOK UZUN BİR GÜNDÜ AŞKA DÖNÜYORUM

Çok uzun bir gündü aşka dönüyordum 

Çok uzun, yavrum, çok uzun seni sevmekten 

İşte diyordum ilk öpüş işte masmavi yarığın 

İşte yedisi sabahın ve ıslak ağzının 

İşte eski bir otu kasıklarının ve karnının 

İşte dilinin getirdikleri işte ormanlarım 

İşte döşekte çırılçıplak upuzun uyanışın 

İşte kayaya vuran eski gölgen eski sesin 

İşte o ağzındaki esmer kuş o yaban ırmak 

Kal öyle diyordum böyle anadan doğma iç içe 

Kal öyle ilkin orandan öpeceğim diyordum 

Aşk ki karadır tek heceli bir sözcüktür 

İşte tam böyle, sevdalım, tam böyle diyordum.

-

ÇIKRIKÇILAR YOKUŞU


Ve yüzünü alıp çıktım. Öğleye doğruydu

Çıkrıkçılar yokuşuna yağmur yağıyordu


Ellerin ellerimde sessiz yürüyorduk ve

Kapkara bir oğlan durma bize bakıyordu


Tuhaf uzun bir sokaktı ve ben susuyordum

Bir kız memelerini bırakıp gidiyordu


Âşıktım ve hep seni soyuyordum aklımda

Bir adam çarşıyı üstümüze kapıyordu


Kadınların kızların ardından gittim durdum

Öptüğüm yerlerin içimde durulmuyordu


Üç kez yokuşu indim çıktım boncuklar aldım

Kocaman kırmızı ağzın ki hiç bitmiyordu


Akşama doğru bir aşçı dükkânına girdim

Sana benzeyen incecik atlar geçiyordu


Sonra birdenbire büyük bir sessizlik oldu

Bu dünyadan İlhan Berk geçti dedim yürüdüm.


-

https://www.instagram.com/kitaplarvesozleri/

-


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder